Beşançon dönüş yolunda Şivan perver dinliyoruz.Kadir Güzle kardeşim ben ve yiğit çocuğu anadolunun Hakan kardeşimiz..Şivan öyle içten öyle yanık türküler söylüyor ki dilinin Kürtçe olması bizi ayırmıyor aksine nasıl yakın olduğumuzu nasıl içiçe geçtiğimizi bize söylüyor.Türküler uzadıkça dalıp gidiyorum bazen bozkırlarda at üstünde dört nala koşuyorum bazen dağların üstüne çıkıp naralar atıyorum bazende bu yollarda geçen ömrüm bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor..Farklı duygularla heyacanlarla umudlarla kaç kez geldim bu şehre.Ve kaç kez umduğumu bularak yada hayal kırıklığına uğrayarak döndüm geriye.Nasıl dönersem döneyim hiç bir zaman umudumu yitirmedim.Çünki hiç bir zaman zafer adamı olmaya heveslenmedim her zaman sefer adamı olmayı seçtim..Biz üzerimize düşeni yapacaktık gerisini Rabbimiz takdir edecek ve biz O nun takdir ettiğine razı olacaktık..Bütün ömrümüz bu temel espiri üzerine oturdu ve bugünlere kadar geldi.Kıskanılacak dostluklar kazandık bu uzun yolculukta...Terside oldu çok zor kazandığımız arkadaşlarıda kaybettik..Ama biz hep yürüdük.Bu yürüyüşlerin sonucu olarak bugün Beşançona geldik.Gencecik özgüveni yüksek gençlerle birlikteyiz.Artık bu gençler yeni bir dönemi işaret ediyorlar.Kapının dışında beklemek istemeyen buna itiraz eden itirazını yüksek sesle dillendiren cesur gençlerle birlikteydik.Umudumuz arttı.Strazburg a girerken hava kapalıydı ve hala Şivan çalıyordu.Aylar önce yine Beşançonda üniversiteliler toplantısı vardı. O toplantıdanda yine bu saatlerde ama farklı duygularla ve türkülerle dönmüştük Bunu hatırlayınca içim burkuldu..Şivan ın türküsü çalıyordu Strazburg sadece bizi dinliyordu..
Beşançon Dönüşü Şivan Dinliyorduk
Beşançon dönüş yolunda Şivan perver dinliyoruz.Kadir Güzle kardeşim ben ve yiğit çocuğu anadolunun Hakan kardeşimiz..Şivan öyle içten öyle yanık türküler söylüyor ki dilinin Kürtçe olması bizi ayırmıyor aksine nasıl yakın olduğumuzu nasıl içiçe geçtiğimizi bize söylüyor.Türküler uzadıkça dalıp gidiyorum bazen bozkırlarda at üstünde dört nala koşuyorum bazen dağların üstüne çıkıp naralar atıyorum bazende bu yollarda geçen ömrüm bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor..Farklı duygularla heyacanlarla umudlarla kaç kez geldim bu şehre.Ve kaç kez umduğumu bularak yada hayal kırıklığına uğrayarak döndüm geriye.Nasıl dönersem döneyim hiç bir zaman umudumu yitirmedim.Çünki hiç bir zaman zafer adamı olmaya heveslenmedim her zaman sefer adamı olmayı seçtim..Biz üzerimize düşeni yapacaktık gerisini Rabbimiz takdir edecek ve biz O nun takdir ettiğine razı olacaktık..Bütün ömrümüz bu temel espiri üzerine oturdu ve bugünlere kadar geldi.Kıskanılacak dostluklar kazandık bu uzun yolculukta...Terside oldu çok zor kazandığımız arkadaşlarıda kaybettik..Ama biz hep yürüdük.Bu yürüyüşlerin sonucu olarak bugün Beşançona geldik.Gencecik özgüveni yüksek gençlerle birlikteyiz.Artık bu gençler yeni bir dönemi işaret ediyorlar.Kapının dışında beklemek istemeyen buna itiraz eden itirazını yüksek sesle dillendiren cesur gençlerle birlikteydik.Umudumuz arttı.Strazburg a girerken hava kapalıydı ve hala Şivan çalıyordu.Aylar önce yine Beşançonda üniversiteliler toplantısı vardı. O toplantıdanda yine bu saatlerde ama farklı duygularla ve türkülerle dönmüştük Bunu hatırlayınca içim burkuldu..Şivan ın türküsü çalıyordu Strazburg sadece bizi dinliyordu..