Türkiye ve Almanya arasında ki ilişkilerin her geçen gün tansiyonu yükseliyor.Taraflar karşılıklı açıklamalarla bu tansiyonu arttırıyorlar.
Gerilimin bu boyutlara gelmesinden kim yada kimler sorumlu.
Bu gerilimden kimler faydalanıyor.
Gerilim sürdürübelir mi.
Almanyadaki Türkler bu süreçten nasıl etkileniyorlar.
Almanya pkk,fetö,dhkp-c ve Can Dündar gibi cezası kesinleşmiş sanıkları yada savcı Zekeriya Öz gibi darbe sanıklarını koruyarak ne yapmak istiyor.
Türk siyasetçilerin Almanyada konuşma haklarını engelleyerek Almanya nereye varmak istiyor.
Bu gerilimin ortadoğuda yaşanılan alan savaşları ile ne kadar irtibatı vardır.
Güç ve sermayenin doğuya kaymasının bu gerilimdeki yeri nedir gibi onlarca soru sorulabilir.
Bu soruların içinde sıcak gündem, Erdoğanın yaptığı çağrıdır.Bu çağrıdan sonra Alman siyasetçilerin küplere bindiği görülmüştür. Erdoğan,Almanyalı Türklere, Merkez büyük partiler Türkiye düşmanıdır,onlara oy vermeyin.Velevki küçük marjinal partilerde olsa Türkiye dostu partileri destekleyin demiştir.
İlk önce bu açıklama neyi işaret ediyor ona bakmak lazım.Avrupalı Türklere ,Türkiye seçme ve seçilme hakkı verdikten sonra Avrupalı Türklerin katıldığı üç seçimdede Erdoğan tartışmasız Almanya başta olmak üzere Avrupadan açık ara en yüksek oyu almıştır.1 milyon 250 bin çifte vatandaşın yaşadığı varsayılan Almanyada Erdoğanın çağrısı karşılık bulursa seçimleri etkileme potansiyeli büyüktür.
İkinci olasılık daha önemlidir
Almanya, Türkiye kökenli yurttaşlarına diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi mezhepçi yaklaşmıştır.Özellikle dindar olmayan marksist ve Türkiye karşıtı Alevileri partilerde öne çıkarmış,önünü açmış,Milletvekili ve Bakan yapmıştır.Bu mezhepçi ve ayrımcı politikaların maduru yüzbinlerce Türkiye kökenli-Türk,Kürt- Almanya vatandaşı bu sebebden dolayı Alman partilerinden kopmuşlardır.
Bu mezhepçi ve ayrımcı politikalara tepki olarak Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının kurduğu BİG ve ADD isimli partiler bulunmaktadır.
Erdoğanın çağrısından sonra Almanyalı Türklerin bu partilere yönelme olasılığı yüksektir.Benzer partilerin Fransa PEJ,Hollanda DENK ve Avusturya NBZ isimleriyle kurulmaları tesadüf değildir.
Almanya başta olmak üzere Avrupa birliği ülkeleri bu gelişmelere tepki vermek yerine, nerede yanlış yaptık diye düşünmelidir.
Mezhepçi,ayrımcı ve dışlayıcı politikalardan vazgeçmelidir.
60 yıldır verilmeyen yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını Almanya ve Fransa uygulamaya sokmalıdır
Vatandaşlığa geçişler kolaylaştırılmalıdır
Çifte vatandaşlık ülkeler arası siyasi,kültürel ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için bir fırsat olarak görülmeli ve teşvik edilmelidir.
Göçmen kökenlilerin Almanya ya bağlılıklarının arttırılması için çifte standart uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Göçmen kökenlilerin, kurdukları partiler üzerinden siyasete,yönetime katılma çabaları desteklenmelidir.
Bu saydığımız alanlarda atılacak adımlar yaşanmakta olan Avrupa krizinin aşılmasında başat rol üstlenecektir
Yoksa daha zor günler kapıdadır..
ali gedikoğlu
21 ağustos 2017 strazburg