Yeni arayışlar başlığı altında on gündür yazılar yazıyorum. Ve bazı tesbitler yaparak önerilerde bulunuyorum. Temsil ve tesirin hakkıyla gerçekleştirilmesi için başlattığımız fikri arayışlarının önündeki engeller nedir, bugün onlara değinelim
1-Avrupalı Müslümanlar arasında 1980’ler den başlayıp 2000’li yılların başına kadar süren “yeniden uyanış” dönemi bir medeniyet tasavvuruna dönüştürülemeden durduruldu ve donduruldu. Özellikle 11 Eylül 2001 ikiz kuleler terör eylemi bu durdurulmanın miladi olmuştur.Bu durdurulmanın sonucunda Avrupalı Müslümanlar camilere hapsolmuştur
2-11 Eylül 2001 den sonra özellikle Avrupa ülkelerinde çıkarılan yeni yasalar medyada kullanılan dil ve Avrupa kamuoyunda oluşturulan iklimle Müslümanların kendi kimlik ve medeniyet tasavvurularından beslenerek ve Avrupa değerleriyle sentezleyerek yeni bir iddia ortaya koymalarının önüne geçilmiştir.
3-Fransa Müslümanları başta olmak üzere Avrupalı Müslümanlar cami derneklerinin dışında teşkilat lanmayı çok sınırlı sayıda girişimle denemiş olsada başarılı olamamıştır. Bu denemelerin en başarılılarından Ccif ve Baraka City in varlığına bile tahammül edilmemiş ve herhangi bir şiddet olayını teşvik etmemiş ve karışmamış olmalarına rağmen bu dernekler kapatılmışlardır
4-Cami derneklerinin lokalleri kürsüsü minberi cuma ve bayram namazlarıdaki buluşmalar dışında Avrupalı Müslümanların kendilerini ifade edebilecekleri bir araya gelebilecekleri düşünebilecekleri hayal kurabilecekleri hiçbir zemin bulunmamaktadır. Bu alternatifsizlik en büyük handikaptır..Yeni çıkan yasalar her şeyi daha imkansız hale getirmiştir
5-Cami dernekleri çalışmalarının dışında insan hakları sendikal faaliyetler ve özellikle medya radyo televizyon alanında dişe dokunur hiçbir gelişme olmamıştır.Dolayısı ile milyonlarca insan kendilerini ifade edebilecekleri platform olmadığı için sessizliğe gömülmüştür.
6-2000 lerden itibaren hayatımıza giren sosyal medya Internet ve hızla tüketim toplumu olmaya yönelmemiz bireyselleşmeyi beraberinde getirmiştir..Bireyler tik tok instegram,facebook da egolarını tatmin edecek kadar görünüyor ve görüyorlar.Başka toplumsal bir çabaya ihtiyaç duymuyorlar.Artık Avrupalı Müslümanların ekseriyeti dünyanın diğer yarısında olduğu gibi haz toplumunun bir parçasıdır.Toplumsal geleceğimizi önceleyen ve özgün projeler önerenler neredeyse bir elin parmakları kadardır.Onlarında sesi çok cılızdır..Kişisel kariyer planlamaları yapanlar toplumsal planlama yapanların çok önündedir
7-Artık uyarılmayan,uyarılsa bile egosuna aşık bir toplumsal gerçeklikle karşı karşıyayız..Elbette sesimizi duyurmak için çok daha fazla çalışmalıyız.Ancak göstergeler bu toplumsal körlüğün sağırlığın ve gafletin daha büyük sosyal ve siyasal krizlerle çözebileceği gibi bir kanaatle bizi ümitsizliğe sevk etmektedir .Aklı selimin ve sağ duyunun hakim olması için canla başla çalışmaya çözümün demokratik temsil ve tesirden geçtiğini anlatmaya devam edeceğiz..Demokratik katılım ve Temsilin oluşturacağı tesir Avrupa krizinin önünü açacak tek sihirli anahtardır.Demokratik katılım ve temsili zorlaştırmak hatta imkansızlaştırmak Avrupa’ya yapılan en büyük kötülüktür.Avrupa barışı ve birliği için bu engelleri kaldırmak için sağcı solcu ekolojist ve göçmen kökenli yurttaşlar olarak büyük dayanışma göstermeliyiz.Tarih bizden bu dayanışmayı bekliyor
Ali Gedikoğlu
0 yorum:
Yorum Gönder