28 Aralık 2022 Çarşamba
27 Aralık 2022 Salı
Paris’te PKK Vandallığı üzerine söyleşi
Geçmişte Afrikalı göçmenler ötekileştirmeden kaynaklanan tepkilerini dile getirmek için Paris banliyölerinde şiddete varan eylemler gerçekleştirdiler
Ancak göçmen kökenlilerin Paris’in kalbinde gerçekleştirdiği şiddet ve vandallığa bugüne kadar tanıklık edilmemişti.. PKK terör örgütü sempatizanları Paris’te gerçekleşen terör saldırısını bahane ederek büyük bir vandallık gerçekleştirdiler. BBN TÜRK TV ye bu gelişmeleri değerlendirdik..
25 Aralık 2022 Pazar
Paris’te pkk vandallığı
Paris’te 69 yaşında Fransız ırkçı bir saldırgan göçmen kökenli yurttaşların yoğun olarak yaşadığı bir mahalleye girerek dernek ve iş yerlerine rasgele ateş etti.Saldırı sonucu üç kişi öldü üç kişi yaralandı.
Saldırının Kürt Enstütüsüne yapıldığı ve ölenlerin Kürt kökenli pkk sempatizanlar olduğu sonradan anlaşıldı.Olay yerine ilk gelen pkk sempatizanları saldırganın kim olduğundan habersiz Türkiye karşıtı sloganlar attılar..İlerleyen saatlerde saldırının ırkçı bir Fransız tarafından ve ırkçı motivasyonla yapıldığı anlaşıldıktan sonra mahçup bir şekilde 10 yol önce yine aynı bölgede öldürülen ve hala failleri yakalanamayan Sakine Cansız ile birlikte üç kadını bahane ederek Türkiye ile irtibatlandırarak protesto etmeye devam ettiler…
Olaylarla ilgili en dikkat çekici şey göç tarihinde gün ortası bir ırkçı göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir mahalleye giriyor ve dernekleri, iş yerlerini tarıyor.Bu saldırı korkunç bir saldırı.Üzerine gidilip hakettiği ceza verilmezse benzer acıların yaşanması kaçınılmaz olabilir.Benzer olayların yaşanmaması için hepimizin üzerine düşenleri konuşmamız lazım
Bunları konuşacağımız bir günde her şey Pkk nın terör saldırısını bahane ederek saldırıyı pkk propagandasına dönüştürmesinin gölgesinde kaldı..Avrupa’nın farklı ülkelerinden Paris’te biraraya gelen Pkklı vandallar “hepimiz pkklıyız” diye yürümeye başladılar.
İlerleyen saatlerde pkklı vandallar dertlerinin bir gün önce yapılan terör saldırısı olmadığı polise saldırıya geçmesiyle anlaşıldı.Polise saldıran pkklılar bununla yetinmeyip kaldırım taşlarını ,parklardaki ağaçları sökerek polise atmaya başladılar.Otobüs duraklarının camlarını vahşice kırdılar,arabaları,motosikletleri yaktılar.Tam bu esnada PKK’nın siyasi uzantısı HDP nin eski eş başkanı Sezai Temelli “Paris’i yakın” diye twit attı.Terör konusundaki ortaklıklarını deşifre etmiş oldular
Pkklı vandalların ellerindeki sopalarla arabaların camlarını,farlarını ve otobüs duraklarının vitrinlerini indirirken ki şiddetleri ve düşmanlıkları hafızalara kazındı.Görüntüleri izleyenler bu nefret ve uygulanan şiddeti ürpererek izlediler
Şimdi şu soruları soralım:
1-Turizm ve ekonominin kalbinde pkk sempatizanlarının “hepimiz pkklıyız”sloganları eşliğinde her yeri ateşe verirken televizyonlar ve yorumcular bu vandallığı niçin yumuşak ve yuvarlak cümlelerle geçiştirdiler..Pkk nın vandallığı niçin bir iç güvenlik meselesi olarak ele alınmadı..Niçin ayrılıkçı Kürtler+Pkklılar olarak değerlendirilmedi
2-Terör saldırısında ölen ve Pkk nın dağ kadrosuna 14 yaşında kaçırılarak katılmış ve 30 yıl dağ kadrosunda bulunmuş pkklı terörist bir kadın Paris’e nasıl kabul edildi.Kendi vatandaşlarını bile deaş terör örgütüne katıldı diye Fransa geriye almazken bunlar niçin tölera ediliyor.Bunlardan Fransa’da ne kadar var.Paris’te yaşattıkları cehennemde dağdan gelenpkklıların rolü nedir.Cevaplanması gereken sorular var ve Fransa yurttaşları bunları bilmek bizim hakkımız
3-Paris’te pkklı teröristlerin gövde gösterisinden sonra PKK’nın ülkemiz için bir güvenlik sorunu olduğu net bir şekilde görülmüştür ve devletimiz gereğini yapmalıdır.Bu bağlamda Strazburg da Avrupa konseyinin önündeki terör propagandası hemen sonlandırılarak pkk ya gerekli cevap verilmelidir
4-Son olarak Paris’te ki ırkçı saldırı asla hafife alınmamalıdır.Sosyal barışımızı ve toplumsal bütünlüğümüzü tehdit eden saldırı tüm boyutları ile araştırılarak bağlantıları ortaya konulmalıdır.Ve halkımızın vicdanını rahatlatacak cezayı hukuk önünde almalıdır
23 Aralık 2022 Cuma
22 Aralık 2022 Perşembe
Dağlık Karabağ
Azerbaycan medyasına Dağlık Karabağ bölgesinin kurtarılmasından sonra Fransa ulusal meclisi ve Senatosunun aldığı taraflı kararla ilgili düşüncelerimi paylaştık…
21 Aralık 2022 Çarşamba
Mikrofon sende
Trt Türk televizyonunun Avrupalı Türklere yönelik yeni yayın dönemi başladı..Bu yayın politikasının bir parçası olarak Avrupalı Türkleri kapsayan farklı programlar yayına girdi.Mikrofon sende programı bunlardan birisi.Bu kapsamda bana uzatılan mikrofona bende düşüncelerimi açıkladım..
İyi niyetli başlatılan bu yeni yayın döneminin Avrupalı Türkler açısından dünkü yayınların gerisinde kaldığını düşünüyorum.Trt int olarak geçmişte yapılan yayınlarda bizde “Fransa Günlüğü”programı ile 40 bölümle destek vermiştik..
Trt Türk tv Avrupalı Türk yapımcılara yönetmenlere ve kameramanlara alan açmalıdır.Brüksel Strazburg ve Berlin gibi şehirlerde yerel stüdyolar açıp Avrupalı Akademisyen,Siyasetçi ve Gençlerin doğrudan canlı yayın tartışmalarına katılımları sağlanmalıdır
Trt Türk tv nin yeni yayın politikasını çok önemli buluyor ve beklediğimiz noktalara doğru verileceğine inanıyoruz
Hayırlı olsun
Ali Gedikoğlu
11 Aralık 2022 Pazar
Kriz Derinleşiyor mu..
Dün “Derin Avrupa krizine” dair görüşlerimizi paylaşmıştık..Bugün Fransa eski gizli servisi başkanı Pierre Brochand’ın açıklamaları ve değerlendirmeleri ışığında ve Fransa özelinde yeniden bakalım
Eski başkan diyor ki;
Kontrolsüz kitlesel göç Fransa’nın karşı karşıya olduğu “iç barışı tehdit eden” tek sorun olduğu konusunda uyardı.
Arap Baharı'nın büyük bir dalga yarattığına dikkati çeken Brochand, Fransa'da 1960'lı yıllara göre 25 kat daha fazla Müslüman yaşadığını ve Hristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki kadim rekabetin yeniden alevlenmeyeceğini düşünmek için "kuş beyinli" olmak gerektiğini söyledi.
Brochand, göçün kendi başına "kötü" olmadığını iddia etse de, "50 yıldır maruz kaldığımız çok özel göçün" " Fransız toplumunun yavaş yavaş üçüncü dünyalılaşmasına" ve "gerilemeye " neden olduğunu kaydetti.
Geçen yıl Nisan ayında yapılan bir anket, Fransız vatandaşlarının çoğunluğunun, başarısız çokkültürlülük ve Fransız kimliğine yönelik saldırıların bir sonucu olarak bir tür "iç savaş" çıkma olasılığının yüksek olduğunu düşündüğünü ortaya koydu.
Ne düşündünüz..!!
Farklı kültürlerin eşit ve adil bir şekilde temsil edildiği ve farklı kültürlerin kendilerini güvende hissettiği güçlü demokratik Fransa’yı kurmakta yetersiz kaldık itirafımı dır.
Dışlanmış Müslüman toplulukların demokratik taleplerini karşılamada isteksiz davrandık..Fransa’nın değerlerini merkeze alan ama farklı kültürlerin temsilini dışlamayan çatışma yerine diyaloğu, ayrışma yerine barışı esas alan daha güçlü bir Fransa birlikte hayal edemedik demekmidir.
Düzensiz göçün nedenlerini,sonuçlarını doğru tahlil edip göçmenlerin kendi ülkelerinde kalmalarına dönük somut anlaşılır ve reel politikalar üretemedik mi demektir
Göç ve göçmen vatandaşların ve ağırlıklı olarak da müslümanların ülkedeki varlıklarıyla ilgili kısa ve orta vadeli politikalar üretilemezse krizin derinleşmesi kaçınılmazdır..Siyasetçiler,araştırmacılar,medya ve uzmanların çözüm önermek yerine çatışma riskinden bahsetmeleri ürkütücü değilmidir
Hülasa derinleşmiş bir krizle karşı karşıyayız.Açıklamalar bu krizin büyüklüğünü gösteriyor.Kimse kolayı seçip sorumluluktan kaçmamalıdır
Herkes çatışmasız ortak toplumsal bir gelecek için çalışmalıdır Bütün enerji buna harcamalıdır.Korkuyu körüklemek yerine umud arttırmalıdır
Ali Gedikoğlu
10 Aralık 2022 Cumartesi
Avrupa Krizi
Önce Fransa’da cami ve derneklerin kapatılması ve imamların gönderilmesi.Ardından Yunanistan’ı sarsan tele kulak sıkandalı.Sonra Almanya’da darbe teşebbüsü ve büyük tutuklamalar.Şimdide AP Başkan Yardımcısının evinin basılması,İtalyan vekilin eşi ve kızının tutuklanması gibi olaylarla Avrupa’nın bir türbülansa girdiği görünüyor.
Bütün bu olup bitenleri nasıl okumalıyız.Demokrasi hukuk ve şeffaflık konusunda dünyaya model olma iddiasındaki Avrupa ya neler oluyor. Darbe iddiaları gözaltılar,tutuklamalar Demokratik Avrupa imajını nasıl etkiliyor
11 Eylül 2001 ikiz kulelerin teröristler tarafından bombalanmasıyla birlikte Amerika’nın dünyada başlattığı operasyonlar göçmen ve mülteci karşıtı kullanılan dil öncelikli olarak Avrupa’yı esir aldı.. Avrupa da dil otoriterleştikçe ,siyaset otoriterleşti,medya otoriterleşti toplumun daha otoriter liderlere olan ilgisini arttırdı. Bütün bu süreç otoriterleşme eğilimini meşrulaştırdı. Müslüman ve göçmen karşıtlığı üzerinden meşrulaştırılan bu otoriter dilin Avrupa’yı zehirlediği Fransa,Almanya,İtalya ve Brüksel örneklerinde görülmektedir.
Ben büyük Avrupa krizinin başında olduğumuzu ve bu krizi Amerika’nın 11 Eylül üzerinden Avrupa’nın başına bela ettiğini,Avrupa krizini derinleştirecek ikinci büyük hamlesinin Rusya Ukrayna Savaşı olduğuna inanıyorum.. Ukrayna,Rusya Savaşının etkileri Avrupa’da her geçen gün daha derinden hissedilmekte daha çok etkilenmekte ve en çok da göçmen Müslüman gerilimini arttırmaktadır.Amerika’nın istediği olmaktadır..
Büyük Avrupa krizini doğru okuyacak liderlerden yoksun olan Avrupa kriz karşısında büyük bölünmelere ve mikro milliyetçiliklere kayabilir..Son olaylar bu eğilimin ip uçlarını vermektedir
Ali Gedikoğlu
8 Aralık 2022 Perşembe
Öyle işte hepimiz biraz kırgınız
Bir hayli kırgınım!
Beni ben kırdım oysa.
İyi değilim,
Galiba yoruldum.
Her şey kadar,
herkes kadar..
Can Yücel
5 Aralık 2022 Pazartesi
Yeni Arayışlar-11
Yeni arayışlar başlığı altında on gündür yazılar yazıyorum. Ve bazı tesbitler yaparak önerilerde bulunuyorum. Temsil ve tesirin hakkıyla gerçekleştirilmesi için başlattığımız fikri arayışlarının önündeki engeller nedir, bugün onlara değinelim
1-Avrupalı Müslümanlar arasında 1980’ler den başlayıp 2000’li yılların başına kadar süren “yeniden uyanış” dönemi bir medeniyet tasavvuruna dönüştürülemeden durduruldu ve donduruldu. Özellikle 11 Eylül 2001 ikiz kuleler terör eylemi bu durdurulmanın miladi olmuştur.Bu durdurulmanın sonucunda Avrupalı Müslümanlar camilere hapsolmuştur
2-11 Eylül 2001 den sonra özellikle Avrupa ülkelerinde çıkarılan yeni yasalar medyada kullanılan dil ve Avrupa kamuoyunda oluşturulan iklimle Müslümanların kendi kimlik ve medeniyet tasavvurularından beslenerek ve Avrupa değerleriyle sentezleyerek yeni bir iddia ortaya koymalarının önüne geçilmiştir.
3-Fransa Müslümanları başta olmak üzere Avrupalı Müslümanlar cami derneklerinin dışında teşkilat lanmayı çok sınırlı sayıda girişimle denemiş olsada başarılı olamamıştır. Bu denemelerin en başarılılarından Ccif ve Baraka City in varlığına bile tahammül edilmemiş ve herhangi bir şiddet olayını teşvik etmemiş ve karışmamış olmalarına rağmen bu dernekler kapatılmışlardır
4-Cami derneklerinin lokalleri kürsüsü minberi cuma ve bayram namazlarıdaki buluşmalar dışında Avrupalı Müslümanların kendilerini ifade edebilecekleri bir araya gelebilecekleri düşünebilecekleri hayal kurabilecekleri hiçbir zemin bulunmamaktadır. Bu alternatifsizlik en büyük handikaptır..Yeni çıkan yasalar her şeyi daha imkansız hale getirmiştir
5-Cami dernekleri çalışmalarının dışında insan hakları sendikal faaliyetler ve özellikle medya radyo televizyon alanında dişe dokunur hiçbir gelişme olmamıştır.Dolayısı ile milyonlarca insan kendilerini ifade edebilecekleri platform olmadığı için sessizliğe gömülmüştür.
6-2000 lerden itibaren hayatımıza giren sosyal medya Internet ve hızla tüketim toplumu olmaya yönelmemiz bireyselleşmeyi beraberinde getirmiştir..Bireyler tik tok instegram,facebook da egolarını tatmin edecek kadar görünüyor ve görüyorlar.Başka toplumsal bir çabaya ihtiyaç duymuyorlar.Artık Avrupalı Müslümanların ekseriyeti dünyanın diğer yarısında olduğu gibi haz toplumunun bir parçasıdır.Toplumsal geleceğimizi önceleyen ve özgün projeler önerenler neredeyse bir elin parmakları kadardır.Onlarında sesi çok cılızdır..Kişisel kariyer planlamaları yapanlar toplumsal planlama yapanların çok önündedir
7-Artık uyarılmayan,uyarılsa bile egosuna aşık bir toplumsal gerçeklikle karşı karşıyayız..Elbette sesimizi duyurmak için çok daha fazla çalışmalıyız.Ancak göstergeler bu toplumsal körlüğün sağırlığın ve gafletin daha büyük sosyal ve siyasal krizlerle çözebileceği gibi bir kanaatle bizi ümitsizliğe sevk etmektedir .Aklı selimin ve sağ duyunun hakim olması için canla başla çalışmaya çözümün demokratik temsil ve tesirden geçtiğini anlatmaya devam edeceğiz..Demokratik katılım ve Temsilin oluşturacağı tesir Avrupa krizinin önünü açacak tek sihirli anahtardır.Demokratik katılım ve temsili zorlaştırmak hatta imkansızlaştırmak Avrupa’ya yapılan en büyük kötülüktür.Avrupa barışı ve birliği için bu engelleri kaldırmak için sağcı solcu ekolojist ve göçmen kökenli yurttaşlar olarak büyük dayanışma göstermeliyiz.Tarih bizden bu dayanışmayı bekliyor
Ali Gedikoğlu
4 Aralık 2022 Pazar
Yeni Arayışlar-10
Temsil ve tesir niçin önemlidir.Çünkü kendi geleceğimizle ilgili doğrudan aracısız sorumluluk almaktır.
Karar alma süreçlerinde eşit ve adil temsil edilmektir.Eğer bu karar alma süreçlerinde eşit ve adil temsil edilmezsek bizim adımıza bir başkaları karar alır ve biz sadece bu kararları uygulamak zorunda kalırız.Tıpkı son iki yıldır yaşadıklarımız gibi..
Göçmen kökenli yurttaşlar ,örgütsüz ve zayıf toplumsal gruplar temsilden dışlanmış gruplardır.Bu gruplar Fransa toplumunun en az 3/1’ini oluşturmaktadır ve çok büyük bir gruptur.Ne yazıkki mevcut düzen partileri bu grupları yok sayarak siyaset yapmaktadır.
İki yıl önce Sayın Cumhurbaşkanı Macron tarafından ayrılıkçı Müslümanlar kavramı üretilmiştir .Bu rastgele üretilmiş bir kavram değildir ve aynı zamanda gerçekçi bir kavram da değildir .Ayrılıkçı Müslümanlar yasası ve kavramı günün birinde bu büyük kalabalıkların siyasal olarak Demokratik örgütlenmesinden çekindikleri için çıkartılmış bir kavramdır..Göçmen kökenli yurttaşlar başta olmak üzere,ezilen dışlanan grupların siyasal talepleri bastırmak hatta korkutmak için üretilmiş kavramlardır..
Siyasal taleplerin önüne kurulmak istenen korku duvarının adıdır..Halbuki güçlü,sağlıklı,demokratik toplum tüm renklerin ve farklı kesimlerin demokrasi içinde eşit temsil edildiği toplumlardır.Ve bizim tek amacımız o topluma ulaşmak için çalışmaktır
Temsil ve tesirin önüne konulan ve konulmak istenilen engeller iyi görülmelidir.Bunlar görüldüğü oranda üstlenin sorumluluğun ağırlığı doğru hissedilecektir.Bu yükün ağırlığı hissedilmeden çıkılacak yolculuklar bir önce ki yolculukta (2015-2017) yaşanılan hüsranları misliyle yaşatacaktır ..
O halde Temsil ve Tesirin önünde ki barikatları kaldırıp Fransa’da ki toplumsal dışlanmaya uğramış geniş kesimlerin temsilini sağlamak, barışmayı ve kucaklaşmayı gerçekleştirmek uzun ve zorlu maratondur..İşte bunun için samimi ciddi cesur yüreklere ihtiyaç vardır..
Fransa en radikal Reconquete gibi partilere alan açıyor ve siyasette temsil şansı veriyorsa sen çok daha fazla hak ediyorsun ..Çünkü büyük ve güçlü Fransa “Ayrışarak değil,Bütünleşerek büyüyecektir”Biz temsilden yoksun bırakılmış milyonların demokrasi içinde temsil edilerek Fransa ile kucaklaşmaksını istiyoruz
Ali Gedikoğlu
3 Aralık 2022 Cumartesi
Yeni arayışlar-9
Temsil ve tesir iddiasına omuz veren,sahip çıkan,çıkacak olan gençlerimiz,arkadaşlarımız geçmişte yapılan ve yaşanılan tecrübeleri gözden geçirerek,ders alarak ve o tecrübelere sahip çıkarak işe başlamalıdır.
Geçmişte yaşanmış ve tecrübe edilmiş konuları yeniden yaşayarak ve tecrübe ederek zaman,emek,enerji,insan ve para kaybedilmemelidir..
Örneğin sistem partileri ile mi devam edilmelidir,bağımsız mı hareket edilmelidir yoksa partileşilmelimidir. Bütün bu sorulara doğru cevap verilirse zaman para insan kaybetmeden yol alınmış olur..
Eğer Fransa siyaset tablosu temsilde Adalet şansı vermiyorsa ve tablo her geçen gün dahada daralıyorsa göçmen kökenli vatandaşlarımız başta olmak üzere temsilde adaletin mağduru işçi emekçi köylü milyonlarca ezilen insanların sesi olacak bir partileşme kaçınılmazdır..
Bu karar verildikten sonra uzun ince zorlu bir yolculuk için hazır olmak lazım
Tesir ve temsil için hepimiz bu yolun başındayız
Ali Gedikoğlu
2 Aralık 2022 Cuma
Yeni Arayışlar-8
Cesur yürekli kahramanlar bekleniyor
Göçmen kökenli Fransa yurttaşlarının sorunları dondurularak dondurucuya konmuştur.. Onu oradan çıkaracak tartıştıracak,olgunlaştıracak ve bir çözüm olarak Fransa kamuoyunun önüne koyacak cesur yürekli kahramanlar bekleniyor.
Cesur yürekli kahramanlar bekleniyor
Çünkü bu hiç kolay olmayacak.Fransa Siyasal ikliminin farklı seslere tahammülü yok. Farklı sesler İslamcı,Erdoğancı,cemaatçi,ayrılıkçı,ajan,piyon gibi kavramlarla suçlanarak,dışlanarak,ayrıştırılarak BASTIRILIYOR,SUSTURULUYOR..
Bunlara göğüs gerecek,sabredecek,azmedecek ve kararlılıkla yüreyecek HAKKI söyleyecek kadrolar bu sisi dağıtacaktır.Onlar temsildeki boşluğu giderecekler ve siyasete tesir ederek göçmen kökenli yurttaşların dondurulmuş sorunlarını çözecektir
İster bağımsız,ister partilişerek veya varolan sistem partilerinden birine katılarak siyaset yapsınlar ama mutlaka kendileri katılarak siyaset yapsınlar..Siyasette ki misyonlarının dondurulmuş göçmen kökenli yurttaşların sorunlarına çözüm bulmak olduğunu unutmasınlar..
Göçmen kökenli Fransa yurttaşlarının sorunlarına odaklarınırsak bizi piyon,ajan,islamcı vs diye suçlayacaklar diye korkmasınlar..Bu korku sınırını geçmeden aşmadan özgür ve özgün siyaset yapmaları,temsil etmeleri ve tesirli olmalı mümkün değildir..
Genç adam..!!
Farklı seslere tahammülsüzlüğü aşmadan temsil ve tesir şansın yok
Ali Gedikoğlu
Yeni Arayışlar -7
Durum Tespiti
Öncelikli olarak mevcut durumumuza ışık tutan çok doğru bir teşhis koymalıyız. Doğru teşhiş koymadan,doğru tedavi mümkün değildir

Gerekçesi ne olursa olsun camilerin,derneklerin kapatıldığı imamların gönderildiği,kreş,kolej ve liselerin açılmalarının zorlaştırıldığı,açık olanların da devletten destek almalarının önünün tıkandığı bir süreç yaşıyoruz .
Tam bir tıkanmışlıkla karşı karşı karşıyayız. Bu tıkanmışlığın sorumlu siyasettir.Bunu açacak olan yine siyasettir.
Fransa Müslümanları bu çukurdan çıkmak istiyorlarsa siyasete yüzlerini dönmek zorundadırlar ..
Ali Gedikoğlu
1 Aralık 2022 Perşembe
Büyük söz
"Aşkta yalnız ve cesur olmayı sen öğrettin bana."
Yeni arayış-5
Yeni Arayışlar-5
Yetişmiş insan gücümüzün,insanımızı temsil düzeyine geçmemesinin ,ulaşmamasının nedeni henüz böyle bir vizyonun,ufkun,idealin ve iddaanın ortaya konulamamasından kaynaklanmaktadır..
Şu an Avrupa’daki entellektüel kapasitemiz ve birikimimiz küçük ve cılız çabaların dışında bu ufku ve ideali oluşturmaya yetmedi 
Geçmişte bu çabayı sıfır imkanlarla ortaya koymaya çalışanlara yani bizlere çatı kuruluşlarımız,gücü azımsanmayacak sermayemiz ve iyi bir noktaya tırmandığını söylediğimiz yetişmiş insan gücümüz seyirci kaldı..
Temsil iddamızı ertelediğimiz ve bizi başkaları temsil etmeye devam ettiği sürece Avrupa’daki özgürlük alanlarımız daralmaya ve kaybolmaya devam edecektir
TEMSİLİNİZ YOKSA TESİRİNİZDE YOKTUR
ali Gedikoğlu
Yeni Arayış-4
Yeni Arayışlar-4
Göç tarihimiz içinde yetişmiş insan (avukat,doktor,mühendis,bankacı,muhasebeci vs) kapasitemizin çok ciddi başarılar yakaladığı bir dönemdeyiz..
Bu yetişmiş insan gücümüz toplumsal gelişimimiz ve en yüksek düzeyde toplumsal temsilimize ne kadar hizmet ediyor.İşte burada yere çakılıyoruz
Henüz yetişmiş insan gücümüzü toplumsal gelişim ve toplumsal temsil sürecine dahil edemedik.Ben yerine,biz dediğimiz gün bu süreç başlayacak
Su yatağını arıyor…
agedikoğlu
Yeni Arayışlar-3
ARAYIŞ-3
Gelecek arayışını okuyan bir dostum senin için “üzüldüm dedi..
Bende üzülme Allah cc bize bu tecrübeleri yaşattı ki genç nesillere daha büyük ışık olalım.O üzücü dediğiniz tecrübeleri Allah cc neslimiz için merhamete dönüştürmek istiyor dedim
agedikoğlu
Yeni arayışlar-2
Önce biz..
Çünkü güçlü bir şekilde “biz” olamazsak yalnız tek başına oraya buraya savrulmuş kimlikler güçlü kuvvetli rüzgârlar karşısında varlık gösteremezler..
Ali Gedikoğlu

Biz olmayı başarmış büyük medeniyetler zayıf ve medeniyet olamamış toplumları yutar
Medeniyet olmak “biz” olmaktan geçiyor
agedikoğlu/29 Kasım 2022
Yeni arayışlar -1
GELECEK ARAYIŞI…
Bizim farkımız: Önce davamız ,sonra işimiz aşımız,evimiz,barkımız diyerek başlamış,öyle yaşamış ve bugünlere öyle gelmiş olmamızdandır
 Yeni nesillerin farkı ise :Gönüllü bir şey yapalım teklifi götürdüğünüzde ben ne kazanacağım,benim cebime ne girecek diye soruyor olmalarındadır
Bu derin farklılaşma giderilmeden ben,ben diyen bir nesile biz,biz demeyi öğretmeden bir medeniyet tasavvur etmek mümkün değildir..
Ali Gedikoğlu
agedikoğlu/29 Kasım 2022
Yeni Arayışlar-6
Temsil konusunda zorlu sınavımız Avrupadaki çatı kuruluşlarıyla yaşanılan sınavdır.Avrupa’da Müslümanların aleyhine çıkarılan yeni yasalar oluşturulan islamofobik atmosfer cami derneklerini bırakın cami dışında ki müslümanların,Müslüman toplumun temsil edilmesini cami içinde bile bu konuların tartışılmasını yasaklayan kanunlarla SUSTURULMUŞTUR.Bu gerçekler ortadayken cami derneklerinden temsil ve tesir beklemek gerçekçi değildir..Ancak bu çatı kuruluşları temsil iddiası olan yapıları en direk ve demokratik yöntemlerle desteklemelidir .Eğer en asgari bu desteği esirgerlerse Avrupalı Müslümanlar için Avrupa nefes alamadıkları bir coğrafya olmaya doğru ilerlemektedir.Bu konuda dernek üyeleri federasyon yöneticilerine baskı yapmalıdır .Federasyonların pasif tavırları ve tutumlarını aklı selim,sağduyulu feraset çözmezse tahammül edilemez baskılar ve yasaklar çözecektir.Bunun vebali ağırdır bu vebalin altından çatı kuruluşları çıkamaz..Çatı kuruluşları yanlışta ısrardan vazgeçmelidir.
İvedilikle temsil iddiası olan dernekleri,yapıları desteklemeli eğer yoksada teşvik etmelidir.Bu boşluk doldurulmadan hiç kimse güvenlikte değildir
Ali Gedikoğlu
5 Kasım 2022 Cumartesi
Yeniden başlarken
En son 2019 yazmışım
Uzun bir ayrılık dönemi olmuş.Pandemi dönemi,ekonomik krizler,Rusya-Ukrayna savaşı ve tabiki kendi içimizde yaşadığımız hayal kırıklıkları ve yıkımlar..Anlaşılıyor ki yazma sevincimiz hırpalanmış yada o aşka zarar vermişler..
Sancısı olan insanlar,derdi olan insanlar yazmadan,seslerini yükseltmeden yaşayamazlar.Biz derdi olan sancısı olan insanlarız..Dahada önemlisi iyi ki bir derdim ve davam var diye dert sahibi olduğuna sevinenlerdeniz
En çok sesimizi yükseltmemiz gereken günlerin içinden geçiyoruz..Çünkü derdimiz büyük…Şimdi daha çok konuşmak vaktidir vesselam
ag ekim 2022