8 Aralık 2015 Salı

10 Kasım 2015 Salı

19 Ekim 2015 Pazartesi

13 Ekim 2015 Salı

La Liberte...


Gare de l est de trenden inip ayağını yere bastığında uzun bir parkur vardır.Bilirsin Parise her geldiğimde  o parkuru koşarak katetmiştim ben.O günden beri,o gün işte hiç olmasını düşlemediğim o günden beri ben o parkuru sürüklene,sürüklene ilerledim.Yine bilirsin parkurun sonunda sen olurdun.Ürkek bir ceylan gibi durur yağmur yağacakmış gibi titrek ,ağlamaklı  gözlerinle sarılırdık birbirimize ve sonra kalabalıklara karışır giderdik.O günden sonra parkurun sonunda
kalabalıkların içine yuvarlanıyorum adeta ve yitiyorum,unutuyorum,unutturuyorum kendimi kendime.Sonra bankların, gişelerin yanından geçip tam meydana çıktığımda ısrarla ayaklarımın ucuna bakıyorum.LİBERTE yazısını görmemek,hatırlamamak için...Nafile olmuyor işte.O yazıyla bakışlarımın keşiştiği noktada sen ölüyorsun.VİCDAN diyen o sesinin uğultuları kulaklarımda  çınlıyor, boğuluyorum.Sonra  gölge düşüyor ,bu ölümsüzlüğe düşürdüğün gölgeler üşüşüyor..Paris de ışıklar sönüyor ve seninle birlikte şehir karanlıklara gömülüyor

Nar Çiçeği romanından alıntı..
a gedikoğlu 13 ekim 2015

11 Ekim 2015 Pazar

10 Ekim 2015 Cumartesi

9 Ekim 2015 Cuma

8 Ekim 2015 Perşembe

1 Ekim 2015 Perşembe

15 Eylül 2015 Salı

11 Eylül 2015 Cuma

4 Eylül 2015 Cuma

Özgürlük

Özgürlük kaybetme yada kazanma korkusu olmadan üzerine düşeni yapıp, Allaha tevekkül edip, ardına bakmadan yürüyüp gitmektir

Özgürlük bazen sırtına çantanı alıp gitmekse bazende yine  hiç bir hesap yapmadan firavunların karşısına dikilip diklenebilmektir..

Özgür kalacaksan sadece emanet verilen canına tutunarak yaşa..Başka şeylere tutunursan tutunduğun yerlerin esiri olursun..

agedikoğlu 04 eylül 2015




3 Eylül 2015 Perşembe

2 Eylül 2015 Çarşamba

1 Eylül 2015 Salı

Şimdi eylem zamanı

Yıllardır sürekli eylem,kesintisiz eylem diye diye dilimizde tüğ bitti.Dünyada yaşanılan savaşlar ve işgaller yeni adaletsizlikler üretmeye devam ediyor.Adalet yoksa barışda yok.Sen gidecekcin işgal edeceksin adamın neyi var, neyi yok çalıp ,çırpacaksın sonra onun geri kalmışlığını kınayacaksın.Bu kadar yüzyüzlüğe pes doğrusu.Milletlerin mayası ve genleriyle oynadılar.Bütün coğrafyaların sadece yeraltı,yerüstü zenginliklerini çalmadılar onların otantik kültürlerinide yokettiler.Bu büyük kıyımların cürümleri dayanılmaz noktaya geldi.Bu zulümlere maruz kalmış halklar denizden,karadan Avrupa kıtasına hücum ediyorlar.Sadece biraz ekmek ve biraz gelecek için.Çok büyük insani dramlar yaşanıyor denizlerde.Bindikleri sıradan botlar batıyor ve onlarca kadın ,çocuk ölüyor.Karadan gelenler sınırda,tren istasyonlarında bekletiliyor.Sanki ikinci dünya savaşı var ve bir göç dalgası yaşanıyor.Vicdan sahipleri bugün konuşmayacaklarsa ne zaman konuşacaklar..Bugün dünya barış günü anlamadım dünya barış günümü dediniz o, olsa, olsa sadece zenginlerin,egemenlerin uyduruk vicdan ayini olabilir..

agedikoğlu 1 eylul2015

28 Ağustos 2015 Cuma

3 cü Yol-teslim olmayanlar-2

O halde Selçuklu ve Osmanlı yani Anadolu tarihi eskinin göçmen, bugünün yerli çocuklarına nasıl bir misyon yüklüyor.Tarihin  misyon yüklemek gibi tahkim edici, düzenleyici bir rölü olabilir mi,bu mümkünmü.Elbette ki mümkündür.Tarih hafızasını kaybetmeyen nesiller için babadan çocuklara kalmış miras gibidir.Sen o mirasa ne kadar değer verirsen o miras seni büyütür,zenginleştir.Kıymetini bilemez, ihmal edersen günden güne erir onunla birlikte sende yok olursun.
Tarih,Din ve Mediyenet bilincinin dünün göçmen, bugünün yerli çocuklarına kazandırdığı yada kazandıracağı en önemli şey ÖZGÜVENDİR.Özgüven çokkültürlü,çoğulcu bir Avrupa  talep etmenin lokomitiv gücüdür.Özgüveni olmayanların böyle bir iddialarıda olamaz. Tarihsel tecrübeleri ve medineyet birikimleri olmayanların bügüne dair söyleyeceği her şey dayanaksız ve köksüz kalacaktır.Dolayısıyla reel bir karşılığıda olmayacaktır.Çokkültürlü ve çoğulcu bir Avrupa tecrübesini Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleriyle en iyi örneğini vermiş bir tarihin çocukları olarak üzerinize düşen sorumluluklarınız çok yüksektir.Bu medeniyet Osmanlı barışı diye bir kavram üretmiştir .Niçin Avrupa, çokkültürlülük , birlikte yaşama ve çoğulculuk konularında Osmanlı tecrübesinden yaralanmasın.Ve niçin bir o konularda yardımcı olmayalım.Osmanlıcı yada İslamcı diyecekler diye bu tecrübeler ıskalanacakmı yada ıskalanmaya devam edecekmi.Eğer bu önyargılar üzerinden değerlendirmeye devam edeceksek bilimin objektifliğini nereye koyacaksınız.
Fransa,Almanya,Belçika yada Hollanda da göç kökenli çocukların en büyük sorunları işte bu aidiyet ve ondan kaynaklanan özgüven sorunudur.Fas,Cezayir,Senagal yada Türkiye kökenli hiç bir yere ait olamayan kimliksiz gençler her yerde tehlike saçıyor.Belirsizlik onların uçurumu.Baskın ve dayatmacı Avrupa değerleri, toptan yanlış entegrasyon politikaları ve ırkçı eğilimler bugünki tabloyu ortaya çıkarmıştır...Bu gidiş sağlıklı bir gidiş değildir.Kalmak ve hakikat mücadelesine devam etmek zorunluluğu vardır.Dünün göçmen çocuklarının en büyük sınavı budur.Ya yeni bir Avrupanın inşasına ortaklık edecekler yada yokolup gideceklerdir..Birlikte yeni ,çoğulcu ve çokkültürlü bir Avrupa için neler yapılmalıdır.Bunun şansı ve fırsatı varmıdır ....

agedikoğlu 28 agustos 2015

3 cü Yol- teslim olmayanlar-1

Göçmen çocukları  Avrupa kıtasında  belli, belirsiz duygularla gelecek arıyor.Adı konulmuş çok güçlü reçeteler,planlar olmasada 50 yılı aşkın bir zamandır çıkış yolu arıyorlar.Kimisi pes edip kurtuluşu geldiği ülkelere dönmekte buluyor ,kimisi bu dayatmalara,bu ayrımcılıklara dayanamayıp sisteme teslim olmakta ve tüm değerlerini unutmakta buluyor,kimiside tüm çaresizliklerine rağmen yeni vatanının değerleriyle, kendi değerlerinin kabul gördüğü yeni bir toplumsal model için çalışıyorlar.Üçüncü yol dediğimiz son seçenek bu seçenekler içinde en zor seçimi oluşturuyor.
Bu seçimi yapanlar öncelikli olarak bedel ödemeyi  göze aldıklarını gösteriyor.Müslüman karşıtlığının bu kadar yükseltildiği,Müslümanım demenin bu kadar ötekileştirildiği ve Müslüman karşıtı siyasetin devlet politikası haline geldiği Avrupada üçüncü yolu seçmek ateşden gömlek giymektir.Bu gömleği giyenlere selam olsun.Çünkü üçüncü yol sadece Müslümanlar için bir kurtuluş değildir,üçüncü yol aynı zamanda tek tipçi küçülen Avrupanın da yeniden kurtuluşudur.Avrupa , farklı kültürlerin Avrupa ya taşığı yeni ve güçlü değerlere kapısını açıp  ya zenginleşecek,çoğalacak yada16. ve 18. yy daki gibi içine kapanıp  eriyecektir.İçine kapanan Avrupa kaçınılmaz bir şekilde iddialarından vazgeçecektir.Yasakçılık ve ayrımcılık son 15 yılda olduğu gibi Avrupa değerlerini kemirmeye ve eritmeye devam edecek hukuk ve demokrasinin yerine oturacaktır.Avrupanın tek çıkış yolu ortaçağ Avrupasına göre görece daha makul olan AB kriterli fabrika ayarlarına dönmelidir.
Bu noktada üçüncü yolu seçen göçmen çocukları yeni vatanlarının inşasında bütün ayrımcılıklara ve bütün dışlanmışlıklara rağmen inadına ve ısrarla hakikat savunuculuğuna devam etmelidir.Çünkü onların ilham aldıkları ve yaslandıkları tarih ve medeniyet onlara böyle bir sorumluluk yüklemektedir.Tarihden kaçılmaz.Bu hakikakat savunuculuğu nasıl yapılmalıdır,metotu ne olmalıdır önümüzde ki yazılarımızda onlarada temas edeceğiz

agedikoğlu 28 ağustos 2015

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Çözüm için tek,tek hepimiz bir şeyler yapmalıdır

Avrupalı Türkler olarak zor bir dönemden geçiyoruz.Her yönüyle adı konulmamış bir baskının,bastırılmışlığın altında eziliyoruz.Dünyada olup biten işgaller,terör olayları en çokda Avrupada yaşayan müslümanları etkiliyor.Tarafı olmadığımız bir savaşın kurbanlarıyız.Bu savaşlar ve işgaller Avrupalı Müslümanlara özgürlüklerinin kısıtlanması,İslamofobya,ayrımclık ,dışlanmışlık ve şiddet olarak geri dönüyor.Dünyada birlikte yaşama alanları hızla daralıyor.Çıkar hesaplarını önde tutan siyaset, medya bütün bu yaşanılanların üzerine benzin dökerek gidiyor.Olan masum ,savunmasız insanların kendilerine ,çocuklarına ve bir bütün olarak ortak geleceğimize oluyor.Acil bir şeyler yapılmalıdır.Sağduyulu siyasetçiler ve siviltoplum önderleri sürece ağırlık koymalıdır.Yoksa tarihte yaşanılan talihsiz olayların yeniden ve daha dramatik şekilde yaşanılması kaçınılmaz hale gelecektir.Şuanda Bağdat da,Şam da yada Libya da yaşanılanlar insanlığın iflas ettiğini ve  uluslararası kuruluşların çaresizliğinin itirafıdır

agedikoğlu 24 ağustos 2015

23 Ağustos 2015 Pazar

Oyuna Gelme...

Zor günlerden geçiyoruz.Belkide imtihanların en zor olanıyla sınanıyoruz.Bin yıllık kardeşlik sınanıyor.Son ve en kadim kardeşliğimiz olan  din kardeşliğimiz sınanıyor.Cehenneme çevirdikleri Bağdat,Şam,Kahire,Kabil gibi  Diyarbakır,Urfa,İstanbul,Ankara yı birbirinden ayırıp ve birbirine düşürüp cehenneme çevirmek istiyorlar.Türkler,Kürtler,Aleviler,Sunniler  Bagdat,Şam,Kabil ve Kahire orda gözlerimizin  önündeyken bu oyuna gelecekler mi.....

agedikoğlu 23 ağustos 2015


21 Ağustos 2015 Cuma

Teröre karşı neler yapılmalı

Türkiye çok ciddi bir terör tehlikesi ve tehdidiyle yeniden ve daha yoğunluklu bir şekilde karşı karşıya..Bu terör sadece Türkiyeyi değil internet ve sosyal medya üzerinden  Dünyanın bütün ülkelerini tehdit etme potansiyeline sahip.Terör propagandası ve bu propogandanın meşrulaştırılması nerede, nasıl ortaya çıkacağı belli olmayan bir sorunla bizleri karşı karşıya getirmiş durumda.Dünya devletleri ve halkları teröre karşı ortak tavır almazlarsa hepimiz terörün maduru olmaya adayız.PKK terörü  İŞİD ve Kobani olayları üzerinden batıda  medyası ve komuoyunda normalleştirilmek istendi.Çok büyük destek verildi ve verilmeye devam ediyor.Bu çiftte standarttır ve asla sürdürülebilir bir şey değildir.
Avrupada ki Türkiye kökenli dernekler bu çifte standarda karşı, batı kamuoyunun yanıltılmasına karşı  demokratik haklarını kullanarak batı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu üstlenmelidir.Yoksa herkes vebal altındadır.Bunun için neler yapılmalıdır yada yapılabilir
1-Çatı kuruluşları biraraya gelerek ortak basın açılamaları yapabilirler
2-Basın kuruluşları ziyaret edilerek PKK terörünün iç yüzü  anlatılabilir.Türkiyenin demokratikleşme adımlarına rağmen PKK ve HDP nin terörde ısrar ettiğinin altı çizilebilir
3-Siyasi partilerin genel merkez ve il başkanlıkları ziyaret edilebilir
4-Her şehirde ortak basın açıklamaları yapılabilir
5-İŞİD ve PKK ya karşı barışçıl yürüyüş ve mitingler  düzenlenebilir
Şimdi değilse ne zaman.Barış ve özgürlükten yana olan bütün halkları İŞİD ve PKK ya karşı ortak bir dil ve tavır almaya çağırıyoruz.Teröre karşı sessiz kalma

Şiddeti kutsayan bir nesille karşı karşıyayız



Dün akşam kendilerini Kürt ve Alevi olarak tanımlayan gençlerle karşılaştık ve Türkiye de yaşanılan terör olaylarını konuştuk
Bu konuşmada gördüm ki Terörize edilmiş Kürt ve Alevi çocukları Avrupa sokaklarına inmiş durumda .Şiddet ve terörü zihinlerinde meşrulaştırmaşlar. PKK terör örgütü olmasaydı İnkar ve red politikaları devam edecekti diyorlar.Türkiye demokrasisi demokratik ortamın son 15 yılda sağladığı bütün iyileştirme politikaları onlara göre hikaye .Yine bu gençlere göre Türkiye demokrasisi Kandildeki silahı görmeseydi bu demokratikleşme çabaları gerçekleşmeyecekti. Sanki her biri kandilde eğitilmiş gibi agresif ve uzlaşmaz bir dil kullanıyorlar.Ben ürperdimm..Eğer Avrupa da doğup büyüyen Kürt ve Alevi çocukları Şiddet ve Terörü bu kadar kutsuyorsa siz varın gidin Diyarbakır Batman yada dağdakileri düşünün...PKK HDP nin barış kamuflajı altında insanlığa cellatlar armağan ediyor..Avrupa bu şiddete çanak tutarak bu şiddetin yaygınlaşmasına göz yumuyor...Gelecek günler çok daha sancılı görünüyor
agedikoğlu

1 Temmuz 2015 Çarşamba

O Ses..

Dalgın,dalgın yürürken bir melodi duyarsın
Kulak kabartırsın
Ansızın yakalanırsın
Kendini alamazsın
Sürüklenir gidersin ardından
Bir melodidir alıp götüren seni
Bütün köklerinden söker alır seni
Yeniden doğdun sanırsın
Ses büyür içinde nehir olur
Ses büyük bir şehir olur
Ses sarar, sarmalar sevda olur
Ses fırtınalarda kavga olur
Ses  sürükler bir uçurum olur
Uyanırsın SES rüya olur
Kendine gelirsin SES ihanet olur

agedikoğlu 01 haziran 2015  veda vakti....

30 Haziran 2015 Salı

29 Haziran 2015 Pazartesi

27 Haziran 2015 Cumartesi

26 Haziran 2015 Cuma

25 Haziran 2015 Perşembe

Sen Rahat Uyu Aliya

Kurşuna dizilmiş bir şehreydi yolculuğumuz
Ağır,ağır ilerliyorduk
İlistire dönmüş duvarlar çarpıyor gözlerimize
Suskundu sokaklar
Sanki matem yağıyordu
Ağlıyordu kaldırımlar
Her şeye inat biri vardı
O dirilişi müjdeleyen bir çağrıydı
Gözleri çakmak,çakmaktı
Umuda çağrı başçarşıydı,mostardı
Umutlu olmak için çok şey vardı
Sen vardın,ben vardım,hepimiz oradaydık
Birlikte haykırdık
Yaşasın Aliya
Yaşasın Bosna Herzogovina

10 mart 2006 bosna ziyareti

agedikoğlu 25 haziran 2015

24 Haziran 2015 Çarşamba

Avrupa Konseyinde İslamafobya

Avrupalı Müslümanları tehdit eden ve toplumsal barışı her geçen gün tehlikeye sokan İslamafobya biran önce durdurulmalı ve önlenmelidir.Bu konuda siviltoplum kuruluşları, medya , siyasiler ve uluslarüstü kuruluşlar ivedilikle adım atmalıdır.Cojep hareketi ve Cojepliler 2007 beri 50 nin üzerinde uluslarüstü kuruluşlarda konferanslar düzenlemiştir.Bununla yetinmeyen Cojep Oriw i kurarak  Frankafon bölgesi İslamafobya raporu hazırlamaya başlamıştır.2 yıldır devam eden ve her ay düzenli olarak yayınlanan İslamafobya raporlarını bu yıl Avrupa konseyi ECRI dikkate alacağını bildirmiş ve Oriw çalışanlarını tebrik etmişlerdir.. BM, AP, AGİT de bu konferanslara devam edilecektir.Yarın İnşallah BM de olacağız.2-3 temmuz tarihlerinde AGİT Viyana da İslamafobya çalışmalarına aktif olarak katılacağız.Nihai amacımız İslamafobyanın Antisemizim gibi suç sayılmasıdır.Bunun için  İslamafobyanın tanınması gerekmektedir.Bütün çabamız bunun içindir ve bu çok uzun bir yol.Sabırla ve azimle çalışılması gerekmektedir.Cojep hareketide bunu yapıyor.Çünkü Cojep  konuşmaz yapar

agedikoğlu 24 haziran 2015

Koş sen ve ümitvar ol

Aman Allahım nedir bu ya..Bir kıyamettir gidiyor.Bedava şan ,şöhret olunca herkes kuyruya girmiş birbirlerinin ayağına, omuzuna, koluna, bacağına basıyor..Birbirleriyle resmen tepişiyorlar.Beyler ayıp oluyor elalem bu ibret verici sahneye bakıp sadece gülüyor.Yapmayın etmeyin hiç olmazsa asalet sahibi olanlar bu kavgada bu soytarılara dur desinler..Dava adamı dediğin davayı ilgilendiren konuları -Karısının namusu kadar kıskanır- ve öyle uluorta yerlerde  hatta çarşıda tezgah açar gibi konuşamaz .Eğer konuşuyorsa ondan bırakın dava adamı olmayı onlardan adam bile olmaz..
Soytarılarla yatanlar, şaşı kalkarlar..Hariçden gazel okuyan,hiç terlemeyen ,taşın altında eli olmayan bu GANİMET avcılarına gereken cevap verilmelidir.Bu sokak  takımıyla  uğraşmak çamurda yıkanmaya benzer ,herkesi kirletir.Umursamayacaksın burnunu tutup geçip gideceksin.Biz 30 yıllık hikayemizde bu ayak takımına papuç bırakmadık çünkü hiç dikkate almadık.Necip Fazıl ın dediği gibi-Görecektir duranlar yürüyenleri, gelecektir eskimez pörsümez yeni-Bügün Avrupa konseyinde İslamafobya konferansımız var yarın BM Cenevre de konferans serimiz devam ediyor..Şimdi koşan insanlar bu soytarılara vakit ayırabilirmi..

agedikoğlu 24 haziran 2015

22 Haziran 2015 Pazartesi

Paris...

Başımı dönüp bakmadım
Ne gar döleste,ne gar dijona,nede gar pardioya
Başımı dönüp bakmadım
Ne meson alfora nede sen nehrine
Bir daha uğramadım aşıklar köprüsüne
Gemilere binmedim ve kafelerde oturmadım
Geçmedim geçtiğimiz yollardan
Aramadım, sormadım,sürmedim izini
Yalnızda yaşanırmış dedim sineme gömdüm seni

agedikoğlu 22 haziran 2015


17 Haziran 2015 Çarşamba

Nar çiçeğim

Birlikte şiirler okuyacağız
Kuşlar şarkılar söyleyecek
Rüzgarlar sümbül kokularını getirecek uzaklardan
Dağlara sırtımızı yaslayacağız
Kalleş gözlerin nazarları dokunmayacak bize
Sürtünüp geçeceğiz zamana
Geçen gemilere ıslık çalacağız
Avazımızın çıktığı kadar bağıracağız
Karanlıkların üstüne, üstüne yürüyeceğiz
Gittiğimizi ,yittiğimizi kimsecikler bilmiyecek


agedikoğlu 17 haziran 2015





16 Haziran 2015 Salı

15 Haziran 2015 Pazartesi

14 Haziran 2015 Pazar

13 Haziran 2015 Cumartesi

Bu gidiş nereye yahu

Öylesine derin  bilinmezlikler içinde sürükleniyoruz ki, bilinmezliklerin hızı öylesine baş döndürücü ki, bilenmezlikler içinde olduğumuzun bile  farkında değiliz. Habire ve soluksuz koşuyoruz.Ölüme doğru koştuğumuzu unutmuş yada unutturulmuş olarak koşuyoruz.Her şeyin çivisi çıktı ve biz hala koşuyoruz..Bu gidiş nereye yahu hiç düşündünmü..Bu hayatı anlamlandıracak ve içine riya,kibir,gösteriş katılmamış bir misyonun,bir davan yoksa yapıp ettiklerin karşına bir gün sadece yorgunluk olarak çıkarılacak unutma...

agedikoğlu 13 haziran 2015