O halde Selçuklu ve Osmanlı yani Anadolu tarihi eskinin göçmen, bugünün yerli çocuklarına nasıl bir misyon yüklüyor.Tarihin misyon yüklemek gibi tahkim edici, düzenleyici bir rölü olabilir mi,bu mümkünmü.Elbette ki mümkündür.Tarih hafızasını kaybetmeyen nesiller için babadan çocuklara kalmış miras gibidir.Sen o mirasa ne kadar değer verirsen o miras seni büyütür,zenginleştir.Kıymetini bilemez, ihmal edersen günden güne erir onunla birlikte sende yok olursun.
Tarih,Din ve Mediyenet bilincinin dünün göçmen, bugünün yerli çocuklarına kazandırdığı yada kazandıracağı en önemli şey ÖZGÜVENDİR.Özgüven çokkültürlü,çoğulcu bir Avrupa talep etmenin lokomitiv gücüdür.Özgüveni olmayanların böyle bir iddialarıda olamaz. Tarihsel tecrübeleri ve medineyet birikimleri olmayanların bügüne dair söyleyeceği her şey dayanaksız ve köksüz kalacaktır.Dolayısıyla reel bir karşılığıda olmayacaktır.Çokkültürlü ve çoğulcu bir Avrupa tecrübesini Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleriyle en iyi örneğini vermiş bir tarihin çocukları olarak üzerinize düşen sorumluluklarınız çok yüksektir.Bu medeniyet Osmanlı barışı diye bir kavram üretmiştir .Niçin Avrupa, çokkültürlülük , birlikte yaşama ve çoğulculuk konularında Osmanlı tecrübesinden yaralanmasın.Ve niçin bir o konularda yardımcı olmayalım.Osmanlıcı yada İslamcı diyecekler diye bu tecrübeler ıskalanacakmı yada ıskalanmaya devam edecekmi.Eğer bu önyargılar üzerinden değerlendirmeye devam edeceksek bilimin objektifliğini nereye koyacaksınız.
Fransa,Almanya,Belçika yada Hollanda da göç kökenli çocukların en büyük sorunları işte bu aidiyet ve ondan kaynaklanan özgüven sorunudur.Fas,Cezayir,Senagal yada Türkiye kökenli hiç bir yere ait olamayan kimliksiz gençler her yerde tehlike saçıyor.Belirsizlik onların uçurumu.Baskın ve dayatmacı Avrupa değerleri, toptan yanlış entegrasyon politikaları ve ırkçı eğilimler bugünki tabloyu ortaya çıkarmıştır...Bu gidiş sağlıklı bir gidiş değildir.Kalmak ve hakikat mücadelesine devam etmek zorunluluğu vardır.Dünün göçmen çocuklarının en büyük sınavı budur.Ya yeni bir Avrupanın inşasına ortaklık edecekler yada yokolup gideceklerdir..Birlikte yeni ,çoğulcu ve çokkültürlü bir Avrupa için neler yapılmalıdır.Bunun şansı ve fırsatı varmıdır ....
agedikoğlu 28 agustos 2015
28 Ağustos 2015 Cuma
3 cü Yol- teslim olmayanlar-1
Göçmen çocukları Avrupa kıtasında belli, belirsiz duygularla gelecek arıyor.Adı konulmuş çok güçlü reçeteler,planlar olmasada 50 yılı aşkın bir zamandır çıkış yolu arıyorlar.Kimisi pes edip kurtuluşu geldiği ülkelere dönmekte buluyor ,kimisi bu dayatmalara,bu ayrımcılıklara dayanamayıp sisteme teslim olmakta ve tüm değerlerini unutmakta buluyor,kimiside tüm çaresizliklerine rağmen yeni vatanının değerleriyle, kendi değerlerinin kabul gördüğü yeni bir toplumsal model için çalışıyorlar.Üçüncü yol dediğimiz son seçenek bu seçenekler içinde en zor seçimi oluşturuyor.
Bu seçimi yapanlar öncelikli olarak bedel ödemeyi göze aldıklarını gösteriyor.Müslüman karşıtlığının bu kadar yükseltildiği,Müslümanım demenin bu kadar ötekileştirildiği ve Müslüman karşıtı siyasetin devlet politikası haline geldiği Avrupada üçüncü yolu seçmek ateşden gömlek giymektir.Bu gömleği giyenlere selam olsun.Çünkü üçüncü yol sadece Müslümanlar için bir kurtuluş değildir,üçüncü yol aynı zamanda tek tipçi küçülen Avrupanın da yeniden kurtuluşudur.Avrupa , farklı kültürlerin Avrupa ya taşığı yeni ve güçlü değerlere kapısını açıp ya zenginleşecek,çoğalacak yada16. ve 18. yy daki gibi içine kapanıp eriyecektir.İçine kapanan Avrupa kaçınılmaz bir şekilde iddialarından vazgeçecektir.Yasakçılık ve ayrımcılık son 15 yılda olduğu gibi Avrupa değerlerini kemirmeye ve eritmeye devam edecek hukuk ve demokrasinin yerine oturacaktır.Avrupanın tek çıkış yolu ortaçağ Avrupasına göre görece daha makul olan AB kriterli fabrika ayarlarına dönmelidir.
Bu noktada üçüncü yolu seçen göçmen çocukları yeni vatanlarının inşasında bütün ayrımcılıklara ve bütün dışlanmışlıklara rağmen inadına ve ısrarla hakikat savunuculuğuna devam etmelidir.Çünkü onların ilham aldıkları ve yaslandıkları tarih ve medeniyet onlara böyle bir sorumluluk yüklemektedir.Tarihden kaçılmaz.Bu hakikakat savunuculuğu nasıl yapılmalıdır,metotu ne olmalıdır önümüzde ki yazılarımızda onlarada temas edeceğiz
agedikoğlu 28 ağustos 2015
Bu seçimi yapanlar öncelikli olarak bedel ödemeyi göze aldıklarını gösteriyor.Müslüman karşıtlığının bu kadar yükseltildiği,Müslümanım demenin bu kadar ötekileştirildiği ve Müslüman karşıtı siyasetin devlet politikası haline geldiği Avrupada üçüncü yolu seçmek ateşden gömlek giymektir.Bu gömleği giyenlere selam olsun.Çünkü üçüncü yol sadece Müslümanlar için bir kurtuluş değildir,üçüncü yol aynı zamanda tek tipçi küçülen Avrupanın da yeniden kurtuluşudur.Avrupa , farklı kültürlerin Avrupa ya taşığı yeni ve güçlü değerlere kapısını açıp ya zenginleşecek,çoğalacak yada16. ve 18. yy daki gibi içine kapanıp eriyecektir.İçine kapanan Avrupa kaçınılmaz bir şekilde iddialarından vazgeçecektir.Yasakçılık ve ayrımcılık son 15 yılda olduğu gibi Avrupa değerlerini kemirmeye ve eritmeye devam edecek hukuk ve demokrasinin yerine oturacaktır.Avrupanın tek çıkış yolu ortaçağ Avrupasına göre görece daha makul olan AB kriterli fabrika ayarlarına dönmelidir.
Bu noktada üçüncü yolu seçen göçmen çocukları yeni vatanlarının inşasında bütün ayrımcılıklara ve bütün dışlanmışlıklara rağmen inadına ve ısrarla hakikat savunuculuğuna devam etmelidir.Çünkü onların ilham aldıkları ve yaslandıkları tarih ve medeniyet onlara böyle bir sorumluluk yüklemektedir.Tarihden kaçılmaz.Bu hakikakat savunuculuğu nasıl yapılmalıdır,metotu ne olmalıdır önümüzde ki yazılarımızda onlarada temas edeceğiz
agedikoğlu 28 ağustos 2015
24 Ağustos 2015 Pazartesi
Çözüm için tek,tek hepimiz bir şeyler yapmalıdır
Avrupalı Türkler olarak zor bir dönemden geçiyoruz.Her yönüyle adı konulmamış bir baskının,bastırılmışlığın altında eziliyoruz.Dünyada olup biten işgaller,terör olayları en çokda Avrupada yaşayan müslümanları etkiliyor.Tarafı olmadığımız bir savaşın kurbanlarıyız.Bu savaşlar ve işgaller Avrupalı Müslümanlara özgürlüklerinin kısıtlanması,İslamofobya,ayrımclık ,dışlanmışlık ve şiddet olarak geri dönüyor.Dünyada birlikte yaşama alanları hızla daralıyor.Çıkar hesaplarını önde tutan siyaset, medya bütün bu yaşanılanların üzerine benzin dökerek gidiyor.Olan masum ,savunmasız insanların kendilerine ,çocuklarına ve bir bütün olarak ortak geleceğimize oluyor.Acil bir şeyler yapılmalıdır.Sağduyulu siyasetçiler ve siviltoplum önderleri sürece ağırlık koymalıdır.Yoksa tarihte yaşanılan talihsiz olayların yeniden ve daha dramatik şekilde yaşanılması kaçınılmaz hale gelecektir.Şuanda Bağdat da,Şam da yada Libya da yaşanılanlar insanlığın iflas ettiğini ve uluslararası kuruluşların çaresizliğinin itirafıdır
agedikoğlu 24 ağustos 2015
agedikoğlu 24 ağustos 2015
23 Ağustos 2015 Pazar
Oyuna Gelme...
Zor günlerden geçiyoruz.Belkide imtihanların en zor olanıyla sınanıyoruz.Bin yıllık kardeşlik sınanıyor.Son ve en kadim kardeşliğimiz olan din kardeşliğimiz sınanıyor.Cehenneme çevirdikleri Bağdat,Şam,Kahire,Kabil gibi Diyarbakır,Urfa,İstanbul,Ankara yı birbirinden ayırıp ve birbirine düşürüp cehenneme çevirmek istiyorlar.Türkler,Kürtler,Aleviler,Sunniler Bagdat,Şam,Kabil ve Kahire orda gözlerimizin önündeyken bu oyuna gelecekler mi.....
agedikoğlu 23 ağustos 2015
agedikoğlu 23 ağustos 2015
21 Ağustos 2015 Cuma
Teröre karşı neler yapılmalı
Türkiye çok ciddi bir terör tehlikesi ve tehdidiyle yeniden ve daha yoğunluklu bir şekilde karşı karşıya..Bu terör sadece Türkiyeyi değil internet ve sosyal medya üzerinden Dünyanın bütün ülkelerini tehdit etme potansiyeline sahip.Terör propagandası ve bu propogandanın meşrulaştırılması nerede, nasıl ortaya çıkacağı belli olmayan bir sorunla bizleri karşı karşıya getirmiş durumda.Dünya devletleri ve halkları teröre karşı ortak tavır almazlarsa hepimiz terörün maduru olmaya adayız.PKK terörü İŞİD ve Kobani olayları üzerinden batıda medyası ve komuoyunda normalleştirilmek istendi.Çok büyük destek verildi ve verilmeye devam ediyor.Bu çiftte standarttır ve asla sürdürülebilir bir şey değildir.
Avrupada ki Türkiye kökenli dernekler bu çifte standarda karşı, batı kamuoyunun yanıltılmasına karşı demokratik haklarını kullanarak batı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu üstlenmelidir.Yoksa herkes vebal altındadır.Bunun için neler yapılmalıdır yada yapılabilir
1-Çatı kuruluşları biraraya gelerek ortak basın açılamaları yapabilirler
2-Basın kuruluşları ziyaret edilerek PKK terörünün iç yüzü anlatılabilir.Türkiyenin demokratikleşme adımlarına rağmen PKK ve HDP nin terörde ısrar ettiğinin altı çizilebilir
3-Siyasi partilerin genel merkez ve il başkanlıkları ziyaret edilebilir
4-Her şehirde ortak basın açıklamaları yapılabilir
5-İŞİD ve PKK ya karşı barışçıl yürüyüş ve mitingler düzenlenebilir
Şimdi değilse ne zaman.Barış ve özgürlükten yana olan bütün halkları İŞİD ve PKK ya karşı ortak bir dil ve tavır almaya çağırıyoruz.Teröre karşı sessiz kalma
Avrupada ki Türkiye kökenli dernekler bu çifte standarda karşı, batı kamuoyunun yanıltılmasına karşı demokratik haklarını kullanarak batı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu üstlenmelidir.Yoksa herkes vebal altındadır.Bunun için neler yapılmalıdır yada yapılabilir
1-Çatı kuruluşları biraraya gelerek ortak basın açılamaları yapabilirler
2-Basın kuruluşları ziyaret edilerek PKK terörünün iç yüzü anlatılabilir.Türkiyenin demokratikleşme adımlarına rağmen PKK ve HDP nin terörde ısrar ettiğinin altı çizilebilir
3-Siyasi partilerin genel merkez ve il başkanlıkları ziyaret edilebilir
4-Her şehirde ortak basın açıklamaları yapılabilir
5-İŞİD ve PKK ya karşı barışçıl yürüyüş ve mitingler düzenlenebilir
Şimdi değilse ne zaman.Barış ve özgürlükten yana olan bütün halkları İŞİD ve PKK ya karşı ortak bir dil ve tavır almaya çağırıyoruz.Teröre karşı sessiz kalma
Şiddeti kutsayan bir nesille karşı karşıyayız
Dün akşam kendilerini Kürt ve Alevi olarak tanımlayan gençlerle karşılaştık ve Türkiye de yaşanılan terör olaylarını konuştuk
Bu konuşmada gördüm ki Terörize edilmiş Kürt ve Alevi çocukları Avrupa sokaklarına inmiş durumda .Şiddet ve terörü zihinlerinde meşrulaştırmaşlar. PKK terör örgütü olmasaydı İnkar ve red politikaları devam edecekti diyorlar.Türkiye demokrasisi demokratik ortamın son 15 yılda sağladığı bütün iyileştirme politikaları onlara göre hikaye .Yine bu gençlere göre Türkiye demokrasisi Kandildeki silahı görmeseydi bu demokratikleşme çabaları gerçekleşmeyecekti. Sanki her biri kandilde eğitilmiş gibi agresif ve uzlaşmaz bir dil kullanıyorlar.Ben ürperdimm..Eğer Avrupa da doğup büyüyen Kürt ve Alevi çocukları Şiddet ve Terörü bu kadar kutsuyorsa siz varın gidin Diyarbakır Batman yada dağdakileri düşünün...PKK HDP nin barış kamuflajı altında insanlığa cellatlar armağan ediyor..Avrupa bu şiddete çanak tutarak bu şiddetin yaygınlaşmasına göz yumuyor...Gelecek günler çok daha sancılı görünüyor
Bu konuşmada gördüm ki Terörize edilmiş Kürt ve Alevi çocukları Avrupa sokaklarına inmiş durumda .Şiddet ve terörü zihinlerinde meşrulaştırmaşlar. PKK terör örgütü olmasaydı İnkar ve red politikaları devam edecekti diyorlar.Türkiye demokrasisi demokratik ortamın son 15 yılda sağladığı bütün iyileştirme politikaları onlara göre hikaye .Yine bu gençlere göre Türkiye demokrasisi Kandildeki silahı görmeseydi bu demokratikleşme çabaları gerçekleşmeyecekti. Sanki her biri kandilde eğitilmiş gibi agresif ve uzlaşmaz bir dil kullanıyorlar.Ben ürperdimm..Eğer Avrupa da doğup büyüyen Kürt ve Alevi çocukları Şiddet ve Terörü bu kadar kutsuyorsa siz varın gidin Diyarbakır Batman yada dağdakileri düşünün...PKK HDP nin barış kamuflajı altında insanlığa cellatlar armağan ediyor..Avrupa bu şiddete çanak tutarak bu şiddetin yaygınlaşmasına göz yumuyor...Gelecek günler çok daha sancılı görünüyor
agedikoğlu